Yazarı: André Gıde
Orijinal ismi: Isabelle
Çevirmen: Aysel Bora
Ülke: Fransa
Özgün dili: Fransızca
Dili: Türkçe
Seri ismi: Roman Dizisi (Can)
Türü: Roman
Isabelle romanının yazarı André Gıde 20.yy Fransız yazarlarlarındandır. Fransız edebiyatının en önemli hümanist ve ahlakçı yazarı olarak tanınmaktadır. André Gıde, bireysel özgürlüklerin savunucusu olmuştur. Egzistansiyalizm ( Varoluşçuluk) akımının etkisinde olan yazarın üslubu sade ve uyumludur. Geleneksel roman tipine karşı çıkarak yeni romancıları da etkilemiştir. 1947' de Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.
Romanın ana temasını Gérard'ın Isabelle'e karşı giderek tutkulu bir aşka dönüşen hisleri oluşturuyor. Isabelle, klasik olay örgüsüyle başlamıyor. André Gıde, okuyucuyu direkt olayların içerisine alıyor. Karakter romanın başında tanıtılmamıştır. Roman ilerledikçe karakteri tanımaya başlıyoruz.
Roman üç ana bölümden oluşmaktadır. Romanın birinci bölümünde Gérard Lacase doktora teziyle ilgili bir araştırma için Quartforche adlı şatoda yaşamakta olan Mösyö Flache'ın sahip olduğu bir takım belgelere erişmek amacıyla şatoya gelir. Burada Casimir adlı bir çocukla tanışır. Şatonun kasvetli havası onu bunalttığı için dönmeye karar verir.
Romanın ikinci bölümünde ise Gérard, Casimir'in sadece resmini gördüğü annesine tutkuyla bağlanır. Isabelle hakkında bilgiler edinir. Onu bir melek olarak yüceltir. Isabelle'in zaman zaman geceleri Quartforche'a geldiğini öğrenir ve onu beklemeye başlar. Isabelle'in Quartforche'a geldiği bir gece onu saklanarak izler. Isabelle'in haline üzülür. Isabelle evden ayrılırken peşinden gitmeye çalışsa da Matmazel Verdur'a yakalanmamak için odasına dönmek zorunda kalır.
Son bölüm de ise düğümler artık çözülmeye başlar. Gérard artık Paris'e dönmüştür. Bir süre sonra Casimir'den eniştesi ve teyzesinin öldüğünü haber veren bir mektup alır. Gérard bu haber üzerine tekrar Quartforche'a doğru yola çıkar. Aslında oraya gidiş nedeni Flache'ların ölümü değil Casimir'e duyduğu merhamet ve Isabelle ile karşılaşma düşüncesidir. Quartforche'a geldiğinde Isabelle ile karşılaşır. Bu karşılaşmayla Gérard hayal kırıklığına uğrar.
Romanda üst bir anlatı vardır. Düşünce unsuru bir anda karşımıza çıkmaz. Romanın kurgusunda ilk hikayeye yer verilmiş, ikinci bölümdeyse fikir yapısı ortaya çıkmıştır. Çatışmalar romanı estetik açıdan güçlendirmiştir. Duygunun görünürde hissedilebildiği ile gizlenen tarafı arasındaki çatışma yazarın ana kaynağı olmuştur.
Isabelle romanının iki anlatıcısı vardır. Başlangıçta yazarın ağzından aktarılan hikaye 14. sayfadan itibaren Gérard'ın ağzından aktarılır. Genele baktığımızda birinci tekil şahıs anlatıcısının baskın olduğu görülmektedir. Gérard hem baş kahraman hem de romanın sözcüsüdür.
Gérard'ın ajandasındaki kısımlar roman içerisinde italik harflerle yazılmıştır. Isabelle'in yazdığı mektup da italik harflerle belirtilmiştir. Bu bölümde Isabelle'in yazmış olduğu mektubu Gérard'la birlikte okuruz.
Bazı bölümlerde diyaloglara fazla yer verilmiştir. Bu sayede anlatıcının varlığı bir anda silikleşmiştir. Bazı bölümlerde ise birinci şahıs anlatıcıyla üçüncü şahıs anlatıcının birbirine karıştığı görülür. Bu sayede yazar olayları olduğu gibi görmemizi sağlar.
Kişiler konumlarına göre adlandırılmıştır. Tipten çok karakterlere yer verilmiştir. Karakterler yaşadıkları toplumdan kendilerini soyutlamış gibidirler. onların tek dünyası Quartforche'tur. Aydın ve soylu kişilerdir. Romanda çok fazla kişi yer almaktadır. Bu kişiler objektif bir şekilde sunulmuştur. Yazar kişilerle ilgili herhangi bir yorumda bulunmamıştır. Kişilerle ilgili bilgileri gerçekçi bir tasvirle romandan öğreniriz. Papaz ahlakı temsil etmektedir.
Romanın geçtiği süre kısa tutulmuştur. İlk bölüm iki günlük bir süreyi kapsamaktadır. Zaman akışı normal seyrindedir. Bu bölümde klasik kurgu işlenmiştir. İkinci bölümdeyse zaman daha hızlı akmaktadır. Son bölümde ise Paris'ten tekrar Quartforche'a dönen Gérard'ın Isabelle'le olan karşılaşması anlatılır. Hikaye 1890'lar Fransa'sında geçmektedir.
Quartforche Şatosu uzun uzadıya tasvir edilmez. Mekan daha çok karakterleri etkileyen bir yapıdadır. André Gıde bu şatonun çöküşüyle bir ailenin parçalanmasını, yıkılışını simgelemiştir. Estetiğin sunduğu görünüm ile gerçekçilik arasındaki uçuruma işaret ederek öyküye derinlik kazandırmıştır.
Tek düze bir anlatım tekniği kullanılmamıştır. Isabelle anlatım teknikleri bakımından zengindir. Romanda durum tasvirlerine yer verilmiştir. Gérard'ın Isabelle'i hayal ettiği bölüm bilinç akışıyla sunulmuştur. Dili sade ve yalındır. Fransızca kelimelere az da olsa yer verilmiştir. Berrak ve akıcı bir anlatıma sahiptir.
AYSUN KALAFAThttps://beyazbloknot.blogspot.com.tr/edebiyat
Yorumlar
Yorum Gönder